201711.27
0
0

SGK PRİM BORCUNA VE ÖDEME EMRİNE İTİRAZ

Av. Muhammet Güngör, Kasım 2017

Kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortası için, 6183 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda öngörülen her türlü ödemeler ile yönetim giderlerini karşılamak üzere SGK prim almak, ilgililer de prim ödemek zorundadır.

İşverenin, işin emsaline, niteliğine, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütümü açısından gerekli olan sigortalı sayısını, çalışma süresini veya prime esas kazanç tutarını SGK’ya doğru bir şekilde bildirmesi gerekmektedir. Aksi halde olması gereken tutarın altında bildirimde bulunulduğunun tespiti halinde, işin yürütümü açısından gerekli olan asgarî işçilik tutarı; yapılan işin niteliği, kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan sigortalı sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurlar dikkate alınarak SGK’nın denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından tespit yapılır ve rapor hazırlanır.

Kurum Müfettiş Rapor’unun iptali talep edildiğinde ise prim ve idari para cezası şeklinde 2 sonucu doğmaktadır. Bu çıkan sonuçlarda yasal olarak izlenenecek prosedür farklıdır. Prim borcu yönünden; 5510 Sayılı Kanun’un 86. maddesi ” … ( Değişik yedinci fıkra: 17/4/2008-5754/50 md. ) Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci, 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır…” Şeklinde düzenlenmiş olup, İdari Para cezası yönünden; 5510 sayılı Yasanın 102. maddesi ; …” İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir…” şeklinde düzenlenmiştir.

Buna göre dava açılmadan önce hukuki niteliğin ne olduğu tam olarak belirlenmelidir. Eğer dava, prim borcunun iptaline ilişkin ise, İş Mahkemeleri görevli, şayet idari para cezasının iptaline ilişkin ise 5510 sayılı Kanun’un 102. Maddesine göre İdare Mahkemelerinin görevli olacaktır.

Bu makalede prim borcunun iptali ve 6183 Sayılı Kanun kapsamında Kurum tarafından gönderilen haciz ihbarnamesi süreci anlatılacaktır.

  1. Ödeme emrine itiraz süreci

SGK tarafından ilgili döneme dair işçilerin prim borçlarından ve diğer alacaklardan dolayı işverene 6183 Sayılı Kanun kapsamında haciz ihbarnamesi gönderilir. Bu ihbarnameye 7 gün içerisinde itiraz edilebilir. İtiraz edilmediğinde kurum tarafından takibe başlanacak ve işverene ödeme emri gönderilecektir.

6183 Sayılı Kanun’un 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan işveren, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığını tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (iş mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz edilmezse borç kesinleşmiş olur.

Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir.

  1. Tahsil zamanaşımı süresi

5510 sayılı Kanun’un 17.04.2008 gün ve 5754 sayılı Kanun’un 56 maddesi ile değişik “Devir, temlik, haciz ve Kurum alacaklarında zamanaşımı” başlıklı 93.maddesinin ikinci fıkrası, “…(Değişik ikinci fıkra: 17/4/2008-5754/56 md.) Kurumun prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tâbidir. Kurumun prim ve diğer alacakları; mahkeme kararı sonucunda doğmuş ise mahkeme kararının kesinleşme tarihinden, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden doğmuş ise rapor tarihinden, kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden doğmuş ise bu soruşturma, denetim ve inceleme sonuçlarının Kuruma intikal ettiği tarihten veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden doğmuş ise bilgi ve belgenin Kuruma intikal ettiği tarihten itibaren, zamanaşımı on yıl olarak uygulanır…” şeklinde düzenlenmiştir.

  1. Prim borcuna itiraz

  1. Eksik bildirim halinde prim tutarı, gecikme cezası ve gecikme zammının işverene tebliği edilmesi

Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar ile bankalar tarafından ihale mevzuatına göre yaptırılan işlerden ve özel nitelikteki inşaat işlerinden dolayı bu işleri yapan işveren tarafından yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığı SGK tarafından araştırılır. Bu araştırma sonucunda yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, eksik bildirilen işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarı, 89 uncu madde gereği hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmek üzere işverene tebliğ edilir.

  1. Taahhütname verilmesi ve borcun kesinleşmesi

Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve gecikme zammının ödendiği veya ödeneceğinin işveren tarafından yazılı olarak taahhüt edilmesi halinde borç kesinleşir. Kuruma verilecek taahhütnamede üstlenilen ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, işveren hakkında 88 inci ve 89 uncu maddeler uyarınca işlem yapılır. Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve gecikme zammının ödenmemesi, taahhütname verilmemesi veya Kurumca işyerinin denetlenmesine gerek görülmesi durumunda Kurumca inceleme yapılır.

  1. İtiraz süresi

Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgarî işçilik tutarı üzerinden Kurumca re’sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri işverene tebliğ edilir. Kurumca tahakkuk ettirilen ve tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, prim borcunu tebliğ eden üniteye dilekçe vermek veya bu dilekçeyi taahhütlü olarak göndermek suretiyle işverence itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. İtiraza Prim Tahakkuk İtiraz Komisyonunca bakılır. Prim Tahakkuk İtiraz Komisyonu, ünite amiri veya görevlendireceği yardımcısı, ilgili şef, dosya memuru ve varsa avukattan oluşur.

İtiraz, Ünite Prim Tahakkuk İtiraz Komisyonunda incelenerek en geç 30 gün içinde karara bağlanır.

  1. İtirazdan vazgeçme

İşveren, sigortalı veya bunların vekilleri, itiraz hakkında itiraz komisyonunca karar verilinceye kadar itirazlarından vazgeçebilirler. Vazgeçme, işverenin üniteye vereceği bir dilekçeyle veya bu husustaki beyanının tutanak ile tespiti suretiyle yapılır. Vazgeçme beyanı açık olmalıdır. Vazgeçme hâlinde, itiraz eden o olaya münhasır olmak üzere itiraz hakkını kaybetmiş sayılır.

  1. İtirazın reddi halinde görevli mahkeme

İtirazın reddi hâlinde işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. İşverenin mahkemeye dava açması Kurumun takibini durdurmaz.

  1. Borç tahakkuku yapılmadan dava açma süresi başlamaz

Kurum tarafından bu kapsamda bir borç tahakkuku yapılmamışsa 1 aylık itiraz ya da dava açma süresi başlamayacaktır. Bu süre borcun tahakkuku ve tebliğinden itibaren başlar.

  1. Görülecek olan davada lehine tespit yapılan sigortalı işçiler de taraf olarak yer alır

Kurum denetim raporunda lehine tespit yapılan sigortalıların da hak alanını ilgilendirdiğinden, bu sigortalı işçiler davada taraf olarak yer alacaklardır.

  1. Ödenmeyen borçtan üst düzeydeki yönetici veya yetkililer ile kanuni temsilcilerin hepsi sorumludur

5510 Sayılı Kanun’un 88/20 maddesine göre kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın süresinde ödenmediğinde kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaktır.

ı. Dava sürecinde mahkemece yapılan işlemler

Asgari işçilik uygulamasına dair uyuşmazlıkların çözümünde kayıt ve defterler üzerinde inceleme yapılacak, faturaların doğruluğu ve niteliği belirlenecek, incelemeye konu işin ( sektörün ) özelliklerine göre işçilik miktarı ve asgari işçilik oranı tespiti edilecektir. Bu hususların incelenmesi ise özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; HMK.’nın 266. maddesine göre asgari işçiliği teknik usullerle saptamasını bilen bir hukukçu, serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi ( veya yeminli mali müşavir ) ve asgari işçilik incelemesine konu iş ( sektör ) konusunda bilgi sahibi ( inşaat mühendisi, elektrik mühendisi, vb. ) bir bilirkişi olmak üzere üç kişilik bilirkişi kurulundan açıklayıcı ve denetime elverişli rapor alınacaktır.